Deniz Keskin
Gönderilme zamanı: Pzr Eki 26, 2025 3:51 pm
gönderen Deniz Keskin

Deniz Keskin
11. Nesil
Genel Bilgiler
İsim: Deniz Keskin
Klan: Yek (Avşar)
Haven: Uzun zaman önce konaklamaya başladığı iki katlı ev
Klan Disiplinleri: Celerity, Potence, Fortitude
Zayıflık: Onurlu Av
Klan: Yek (Avşar)
Haven: Uzun zaman önce konaklamaya başladığı iki katlı ev
Klan Disiplinleri: Celerity, Potence, Fortitude
Zayıflık: Onurlu Av
Vampir Yaşınız: 104
Vampir olma yaşınız: 20
Doğanız: Umursamaz, Bencil
Çehreniz: Centilmen, Yardımsever
Generation: 11
Yaş Grubu: Ancilla
Vampir olma yaşınız: 20
Doğanız: Umursamaz, Bencil
Çehreniz: Centilmen, Yardımsever
Generation: 11
Yaş Grubu: Ancilla
Toplam EXP: 90
Harcanan EXP: 90
Kalan EXP: 0
Harcanan EXP: 90
Kalan EXP: 0
Öz Geçmiş
İnsan Hayatı ve Aile
Deniz, Ankara’da sıradan bir hayat sürüyordu. Tek çocuğu olan ailesi, babası Türk, annesi ise Ermeni asıllıydı.Babası, 1. Dünya Savaşı’nda gönüllü sıhhiyeci olarak görev yapmış, savaşın dehşetini yakından görmüş bir adamdı. O yüzden, evde sık sık “savaşın kazananı olmaz” der, kanın ve kahramanlığın iç içe geçtiği o yılları korkuyla anlatırdı.
Deniz bu hikâyeleri küçümser, babasının “barış” dediği şeyin aslında korkaklık olduğuna inanırdı. Özgürlüğün, ancak zincirleri kırarak — ve gerekirse savaşarak — kazanılabileceğini düşünürdü. Evde sık sık savaşın anlamsızlığı, insanların çektiği acılar ve ölümler üzerine konuşur, Deniz’i de bu gerçeklerle yüzleştirirdi. Annesi ise, kökeni nedeniyle zaman zaman toplum içinde zorluklarla karşılaşmıştı. Deniz, annesinin deneyimlerinden ve kültürel mirasından etkilenmiş, ancak genç yaşının getirdiği özgür ruhu ve başına buyruk karakteri nedeniyle çoğu zaman öğütleri ciddiye almazdı. Deniz gençliğinde başına buyruk, itaatsiz ve umursamaz biriydi. Ailesinin değerlerini anlamak yerine, kendi yolunu çizmek istiyordu. Hayatındaki her şeyden çok özgürlük hissine önem veriyordu — bu, ileride yaşayacağı dönüşümün ironik bir habercisiydi.
1921’de, Türk ordusuna zorunlu olarak katılması gerektiğinde, babasının bütün uyarılarına rağmen Libya’ya giden gönüllü birliklere katıldı.
Osmanlı’nın yıkılışından sonra dağılmış askerî gruplardan bir kısmı, Libya’da İtalyan işgaline karşı direnişçilere destek veriyordu.
Deniz, bu “yabancı topraklarda özgürlük için savaşan” insanlara katıldı — ama içinde gizli bir niyet vardı: kendini kanıtlamak.
Belki de ilk kez kendi hayatını kendi seçmişti.
Libya Çölünde Embrace
Güneş, çöle sanki canlıymış gibi saldırıyordu.
Deniz’in ağzı kurumuş, dudakları tuzla kaplanmıştı; nefes aldığı her seferinde, hava ciğerlerine kızgın bir bıçak gibi giriyordu.
Birlik, sabahın erken saatlerinde İtalyan bombardımanına yakalanmıştı. Uçakların uğultusu, çölde yankılanan bir lanet gibiydi.
Toprağa düşen her bomba, havayı değil — zamanı parçalıyor gibiydi.
Kum, barut, yanmış et ve çığlıklar birbirine karışmıştı.
Deniz, elinde tüfeğiyle siperden çıkarken yanındaki askerin başı bir anda dağılmış, sıcak kan yüzüne sıçramıştı.
Bir anlığına hiçbir şey duymadı. Sadece kulaklarının içinde yankılanan tiz bir ıslık sesi.
Sonra bir parça metal, sanki kaderin kendisiymiş gibi göğsüne saplandı.
Göğsündeki yara derin, nefesi kesik kesikti.
Her nefeste ciğerlerinden bir ıslık sesi çıkıyor, kanı kumlara karışıyordu.
Gözleri bulanıktı, güneş batarken hava soğumaya başlamıştı.
Geriye doğru düştü.
Çöl onu yavaşça yutuyordu — sıcak kumun üzerine sırtüstü uzanmış, gökyüzüne bakıyordu.
Güneş batmak üzereydi; ufuk, yanık turuncu bir deniz gibi dalgalanıyordu.
Gözleri ağırlaşırken, dudaklarından tuzlu bir kan damladı.
“Baba…”
“Sanırım savaşı ben kazandım.”
diye fısıldadı,
Ama zaferin anlamını o anda bile bilmiyordu.
Tam o anda, ufukta bir siluet belirdi.
Adımları sessizdi; gölgesi kumun üzerinde kayar gibiydi.
Bembeyaz yüzü, güneşin batışında gümüş gibi parlıyordu.
Leon.
Deniz, onu ilk gördüğünde bir melek sandı.
Çünkü o an, başka kimse orada olamazdı.
Ne bir asker, ne bir insan.
Sadece ölümün kendisi.
Leon diz çöküp Deniz’in başını kollarına aldı.
Kan dolu dudaklarından çıkan nefesin son kırıntısında fısıldadı:
“Savaşı kazandığını sanma, Deniz. Bu sadece ilk yenilgin.”
Deniz, donuk gözlerle baktı.
Bir şey söylemeden elini yavaşta kaldırarak Leon’un yüzüne dokundu; derisinin soğukluğu ateş gibi yandı parmaklarında.
Leon eğildi, dişlerini Deniz’in boynuna geçirdi.
Her şey aniden sustu — bomba sesi, rüzgar, fısıltılar…
Kalan son sıcaklık Leon’un dudaklarından akıp gitti.
Deniz’in kalbi bir kez daha attı… ve durdu.
Leon başını kaldırdı, gözleri karanlıkta parlıyordu.
Kendi bileğini dişleriyle yardı, siyah kırmızı bir damla vitae, Deniz’in dudaklarına düştü.
O damla, yakıcı bir ateş gibi dilinden boğazına süzüldü.
Acı, tatlı, soğuk ve kutsal… hepsi bir aradaydı.
Karanlık, içeriye doldu — ama ölüm değil, bir tür sonsuzluk gibiydi bu.
Deniz’in gözleri aniden açıldı; dünyanın rengi değişmişti.
Kalbi atmıyor ama duyuları patlama gibi çalışıyordu.
Kanın, çölün ve yıldızların kokusunu hissedebiliyordu.
Leon, kanlı bileğini Deniz’in çenesinden çekti, fısıldadı:
“Artık özgürsün. Ama artık senin özgürlüğün, bana ait.”
Embrace ve Yeni Hayat
Uyanışından sonra Leon, ona artık insan olmadığını, ama bundan korkmaması gerektiğini söyledi. Deniz’in içinde, daha önce hiç hissetmediği bir canlılık, bir kudret hissi vardı. Ölüm, onun için bitiş değil, bir tür özgürlük olmuştu. Deniz, değişimin yarattığı şoku hissetmek yerine kendini daha özgür ve güçlü hissetti. Artık insan hayatının sınırlayıcı kurallarına bağlı değildi ve başına buyruk karakteri vampir yaşamına ve değişen zamana mükemmel bir uyum sağladı ancak hâlâ başına buyruk, hâlâ umursamazdı; ama Leon’a duyduğu kurtarıcıya benzer bir hayranlık onu dizginliyordu. Kendini hâlâ özgür sanıyordu, oysa zincirleri artık görünmezdi.
Ankara artık onun için dar bir kafes gibiydi. En sonunda İstanbul’a taşındı. 1920’lerin sonunda şehir hem karmaşık hem de büyüleyiciydi — eski ile yeninin, ölüm ile hayatın iç içe geçtiği bir yer. Deniz, kendi başının çaresine bakmaya çalışıyordu.
Günümüzde Deniz
2025’te Deniz hâlâ Leon’un en güvenilir isimlerinden biri. İstanbul’un karanlık sokaklarında geceleri devriye gezerken, insanlığın kalıntılarını bazen bir bardak kanlı şarap tadında, bazen bir kadının gülüşünde hatırlıyor.
Babasıyla geçmişte ettiği tartışmalar, onun zihninde sönük yankılar hâlinde kalmış. Savaşın anlamsızlığına dair sözler, artık farklı bir anlam taşıyor: Çünkü o, insanların kavgasını çoktan geride bırakmış, ölümsüzlerin savaşının bir parçası olmuş.
Artık Deniz için tek gerçek, gecenin sessizliğinde yankılanan kendi adı — ve o ismin ardında şekillenen, özgürlüğe susamış bir ruh.
Kişilik Özellikleriniz
Gereksiz konuşmalara girmeyen, başına buyruk, bazı istisnalar dışında söz geçirilmeyen, rahatına düşkün hep kendini düşünen birisidir. Rahatlamak veya öfkesini yatıştırmak için çoğu zaman keyfi olarak alkol ve sigara tüketmekten kaçınmaz.
Merit & Kusurlar
Meritler: Enchanting Voice, Light Sleeper, Coldy Logical, Eat Food
Kusurlar: Addiction, Dark Secret, Expiration Date, Old Flame
Kusurlar: Addiction, Dark Secret, Expiration Date, Old Flame
İnsanlık & İrade Gücü
İnsanlık (Humanity): 6
İrade Gücü (Willpower): 8
Disiplinler
Potence: 4
Celerity: 3
Fortitude: 3
Presence: 1
Protean: 1
Auspex: 1
Celerity: 3
Fortitude: 3
Presence: 1
Protean: 1
Auspex: 1
Ritüeller
N/A
Kaynaklar
Müttefikler: 3
Bağlantılar: 4
Egemenlik Alanı: 1
Şöhret: 0
Sürü: 0
Nüfuz: 3
Maddi Güç: 3
Hizmetkârlar: 0
Toplumsal Konum: 0
Ek Bilgiler
Günümüz İstanbul’unda, Leon’un yönetimi altında, Delta ekibi olarak isimlendirilen grubun lideri pozisyonundadır
Ekipman
Gümüş işlemeli eski zippo çakmak, kemerinde taşıdığı kelebek bıçak, fazlasıyla takı aksesuar
Edit Log