Alacakaranlıkta İstanbul

2001 yılında Ankara'da doğdu. Annesi zeki bir kadın, babası saygıyı emreden biriydi. Ailesinin akademik geçmişi ve güncel işleri sebebiyle çok küçük bir yaştan itibaren anlayabileceğinden daha büyük konuşmaların arasında kaldı. Bu bilmemezlk halinden hoşlanmamayı küçük yaşlarda öğrendi, lakin liseye kadar başa çıkamadı. Uygunsuz sorular ve utançtan kendini odaya kapatmalar terapi almaya başladığı okul yıllarına dek sürdü. Aldığı kısa dönemli lakin sık sık gereken psikolojik destekler, üniversite için İstanbul'a gittiğinde tamamen kesildi. İstanbul Üniversitesi'nde antropoloji okurken bulaştığı çeşitli bataklıklar onu sakin tutmakta daha başarılıydı.

Sokak kedisi gibi, yalnızca kendisi istediğinde ilgi görmeye müsait, yanlış taraftan okşarsanız hemen tırmalamaya başlayacak bir doğası vardır. Sokak keratası olarak büyümemiş de olsa çabuk düşünmeyi becerir, yine de çabuk hareket edebildiği söylenemez. Dili hep elinden daha hızlı gider, heyecanlanınca da çok konuşur. Ama standart bir günde, söyleyecek ya da anlatacak bir şeyi yoksa ağzından laf almak zor olabilir. Romantik ilişkilerinde de arkadaşlık ilişkilerinde de oldukça kötüdür. Derdini anlatmaktansa geçene kadar kendi köşesine çekilmeyi tercih eder. Ama iyi bir dinleyici olduğunu söylemek mümkündür. Elini kolunu çok sabit tutamadığı için kendi sigarasını kendi sarar, sık sık içer. Dillere bayılır; olabildiğince öğrenmeye çalışır ama gereğinden fazla emek gerektirdiğini düşünerek boşverir. Her ne kadar çok önce göçüp gitmiş olsa da Emile Durkheim ile aralarında zamanları aşan ve toprağın altına bile giren bir kan davası vardır.

Meritler: Girdiği her ortama aitmiş gibi gözükür.
Kusurlar: Diğerleri tarafından kullanıma açıktır.