Ekrem Mithat Alava

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Ekrem Mithat Alava
Followers of Set
Mesajlar: 4
Kayıt: Pzt Eki 13, 2025 7:47 pm



Resim

Ekrem Mithat ALAVA

10

Genel Bilgiler
Öz Geçmiş
Kişilik Özellikleriniz
Meziyetler & Kusurlar
İnsanlık & İrade Gücü
Disiplinler
Kaynaklar
Ek Bilgiler
Ekipman
Edit Log
Kullanıcı avatarı
Ekrem Mithat Alava
Followers of Set
Mesajlar: 4
Kayıt: Pzt Eki 13, 2025 7:47 pm


Yetenekli Bir Udî

Cihan Harbi’nin bütün kasveti karanlık olarak İstanbul’un üstüne çökmüştü. Semalar savaşan devletlerin uçaklarına teslim olduğundan, artık siviller de karanlığa sığınmak zorunda kalmıştı. Karartma geceleri boğucu bir şekilde İstanbul’u sıkıyor, bu kasveti sadece zaman zaman çalan sirenler yarabiliyordu. 1940 senesinin Kasım ayının bu yağmurlu gecesi de diğer karartma gecelerinden de farklı değildi. Bütün İstanbullular evlerine kapanmış, en kalın perdelerini çekmiş uykuya çoktan dalmışlardı. Tabii ki her zaman olduğu gibi bu durumunda istisnaları vardı.

Madam Izar’ın konağı çok pek çok yönden İstanbul’dan ayrılıyordu. Dışarıda karanlık yaz yağı lambaların titreşen ışıklarını yer yer boğarken bile, konağın ana salonundaki kristal avizelerinden doğan ışık beyaz duvarlarında rengârenk şekilde yansıyor, duvardaki büyük aynalara çarpan ışıksa sanki şiddetini daha da katlayarak insanları sarhoş ediyordu. Konağın sıkı sıkı kapatılmış panjurları içerideki cümbüşün ve koşuşturmanın seslerini boğuyordu. Öyle ki ensesi kalın beylerin kahkahaları camlardan adeta sekip uğultuya dönüşüyor, sanki salona kurulmuş geçici sahnenin üzerinde şarkı söyleyen kızıl saçlı kadının söylediği kantoyu bile duyulmaz hale getiriyordu. Karşı duvardaki sarkaçlı saate göre Ekrem bir saattir aralıksız çalıyordu. Artık mızrabı tutan parmaklarını hissetmeyi bırakmıştı, tellere basan parmakları nasırlara rağmen acımaya başlamıştı. Kadıköylü isimli şarkının girizgâhına başladıklarına Ekrem neredeyse mutluluktan ağlamak üzeriydi çünkü programın şimdilik son şarkısına gelmişlerdi. Oturduğu yerden gördüğü kadarıyla misafirlerin pek çoğu çakırkeyiflikten sarhoşluğa doğru olan yolculukları tamamlamak üzereydiler. Madam Izar her zaman zirvede bitirmeyi sevdiği için muhtemelen önce yarım saatlik bir mola verecekler sonrasında ise saz heyeti tekrar yerini alacak ve dansözler çıkacaktı. Genel akış hiçbir zaman değişmiyordu, her iki günde bir Madam Izar İstanbul’da sözü geçen, sözünü geçirdiği şahsiyetleri konağında bu şekilde ağırlıyordu. Bütün konuklar kendinden neşe ve temaşa ile kendinden geçerken Madam Izar ise salonun bir köşesine gerdirdiği siyah bir tülün arkasından sanki Ayasofya’daki ayinleri izleyen eskinin Doğu Roma İmparatoriçeleri gibi salonu izliyordu.

“… ahh Kadıköylü.” Sözlerini söyledikten sonra şarkıcı, kemancı Ekremlere doğru dönerek heyete çalmayı bitirmelerini işaret etti, son birkaç nota daha çalındıktan sonra salonda duyulan tek ses alkışlar olmuştu. Fakat daha şarkıcı teşekkür edemeden beklenmedik bir olay cereyan etti, Madam Izar’a daha önceki gecelerin aksine birden ayağa kalktı. Tüller aralanırken, salondaki hareket asgariye indi garsonlar durdu, öyle ki daha biraz önce içki ve eğlence sarhoşluğuyla kendinden geçmiş olan konuklar bile sus pus olmuştu. Salonda sadece Madam’ın topuklarının sesi ve ampullerin hafif uğultusu duyuluyordu. Madam adım adım sahneye yaklaşırken birden avizelerin biri hariç hepsi söndürüldü. Kemancı, Madam’a yardım etmek için elini uzatsa da Madam sahneye çıkan merdivenleri yardım almadan çıktı. Şarkıcı ise çoktan sahnenin köşesine çekilmişti bile, saz heyeti ise Madam ayağa kalktığında ayağa kalkmışlardı.
“Çok teşekkür ederiz, bu gece bir kez daha kulaklarımızın pasını sildiniz ancak bu gecelik hizmetlerinize artık ihtiyacımız kalmadı, arkadaşlar sizleri uğurlasın.” Bu sözleri söylerken Izar’ın yüzünde gülümseme olsa da gözleri donuktu. Sanki birileri ile iletişim kurmuyor da ezberlediği cümleleri tekrar ediyordu. Fakat demek istediği gayet açıktı, derhal evimi terk edin. Sahnedekiler birer birer odayı terk ederken, Izar konukları da odalarına buyur ediyor ve geceyi erken bitirdikleri için özür diliyordu.

Ekrem on beş dakika sonra konaktan epeyce uzaklaşmış, Cihangir semtindeki dairesine gitmek için Karaköy’ün yokuşlarını tırmanmaya başlamıştı. Gündüz boyu yağan yağmur, gece bir vakit kesilmişti, Arnavut kaldırımı elindeki gaz lambasından çıkan ışık altında parlıyordu. Ekrem bu zayıf ışık altında herhangi bir şeye takılmadan yokuşu çıkmak için adımları ağır ağır atıyordu. Gece boyu çalınan şarkıların garip bir potporinin uğultusu kafasının içinde yankılanıyordu bu durum da düşmeden ilerleme hedefini gayet zorlaştırıyordu. Bütün bunların üzerine bir de izlendiğine dair garip his haiz olmuştu içine. Zaman zaman durup lambasını kaldırarak gölgeleri aralamaya çalışıyor, çöp tenekelerinden fırlayan kedilerin çıkardığı her seste kalbi çıkacak gibi oluyordu. Normalde yarım saatte evine ulaşması gerekirken, bunun iki katı sürede ancak evinin olduğu sokağın başına yeni ulaşmıştı. Küçük bir çocuk gibi koşarak apartman girişine gitmesine engel olan tek şey hasbelkader uyanık olan ve camdan bakan bir sokak sakinin onun karanlıktan korkup evine koştuğunu görme ihtimaliydi yani gururu. Yüreği ağzında apartmanın cümle kapısına ulaştığında serin havaya rağmen su gibi ter içinde kalmıştı, udu elinden ter yüzünden kaymak üzereydi. Anahtarlarını çıkartmak için udunu bıraktığında kapının camında bir yansıma gördü. Hızla arkasını dönmesiyle lambasının elinden uçması bir oldu. Ardından boğazından göğsüne bir sıcaklık yayılmaya başladı ve gözleri karardı.

Bilinci tekrar bir zevk süper novasıyla açıldı. Ekrem İstanbul’un uzun ve şaşalı gecelerinde pek çok zevki tatmıştı ancak böylesini daha önce hiç tecrübe etmemişti. Bu keyfi bütün vücudunun bütün zerreleriyle hissediyordu. Bu zevk durumu geldiği gibi birden gitti. Yerini ise amansız bir açlığa bıraktı, fakat Ekrem her zerresiyle biliyordu ki bulunduğu mekânda bu durumu ortadan kaldıracak bir şey daha doğrusu biri vardı. Kendine geldiği nemli bodrum katının köşesinde karanlıkta korkuyla dikilen adamın üstüne fırladı daha ne olduğu anlamadan boğazını ısırmış akan sıcak kanı içiyordu. Bodrumun kapısının arkasından gelen “Yetenekli bir udî kaybetmek istemezdim.” diyen kadın sesini duymamıştı bile.
Kullanıcı avatarı
Derufin
Mesajlar: 47
Kayıt: Pzt Eki 06, 2025 7:11 pm

1/2 Bu oyuncuya xp karşılığında fazladan kaynak puanı verilmiştir.
Kullanıcı avatarı
Darkaon
Mesajlar: 36
Kayıt: Pzt Eki 06, 2025 7:54 pm

2/2 Onaylanmıştır.
Cevapla
  • Bilgi